İçeriğe geç

Türk mü Türkiyeli mi

Türk yazar, Türk dili, Türk edebiyatı, Türk yazını, Türk tarihi, Türk firması, Türk vatandaşı denir. Türkiyeli tanımı, etnik olarak kendini Türk olarak tanımlamayanların veya Türk demenin, Kürt, Ermeni, Arap ya da Rum vatandaşlarımızı dışladığını ya da bir üst kimlik dayatmasını olduğunu savunanların tercihi.

Ben Türküm. Hem köken olarak hem doğum yeri olarak hem de vatandaşlık olarak. Ama şu an Türkiye’de yaşamıyorum. Yaşam alanı bakımından Türkiyeli değilim.

Günümüz Türkiyesi dışında doğup, kendini Türk olarak tanımlayan, ataları uzak yakın coğrafyalardan ülkemize göçmüş yurttaşlarımız var. Hatta kendileri Türkiye dışında doğup sonradan Türkiye’ye yerleşen ve kendini Türk olarak tanımlamayı seçenler var. Keza doğma büyüme Almanyalı olup kendine Türk diyenler de olduğu gibi.

Bir yazarımız kendini Kürt, Arap ya da Ermeni olarak tanımlayabilir. Türkçe yazdığında yapıtı Türk edebiyatına, Türk literatürüne dahildir. Ermenice yazdıkları Ermeni yazınına, İngilizce ya da Fransızca yazdıkları da o dilin yazınına aittir. Dil ve yazı aidiyet tanımlar. Bu aidiyet etnik temelli değil, dil seçiminden gelir.

Türk vatandaşlığı ortak paydadır. Yurttaşlık, aynı yurdu paylaşma açısından Türk denir. Etnik köken belirtmez. Tıpkı Fransız pasaportu olanların hepsinin Fransız olmadığı gibi.

Şu an yaşadığım Karadağ’da halk kendi diline Nas jezik diyor (Naş yezik okunuyor, bizim dilimiz anlamına geliyor). Yugoslavya’nın yedi devletçiğe bölünmesinin ardından aynı dili konuşan ama etnik kökeni farklı olanlara senin dilin Hırvatça, Sırpça, Boşnakça, Makedonca, Slovence dedirtmişler. Zaten ufak farklar varmış aralarında, devletler ayrılınca bu farkları eğitim sistemi marifetiyle daha da artırmışlar.

Halkın bir kısmına sorsan ben Sırbım, Sırpça konuşuyorum diyor. Bir kısmı Karadağca konuşuyorum diyor. Çoğunluğu ise bizim dilimiz diyor. Çünkü bu minik uluslar parçalanmanın bedelini ağır ödemiş, hala da ödemeye devam ediyorlar.

Almancanın farklı lehçelerini konuşan Alman, Avusturya ve İsviçre üç ayrı ülke. Hemen hemen aynı dili konuşuyor olsalar da bir İsviçreli kendine Alman demiyor ama konuştuğu dile Almanca diyor. Kendini Avusturyalı olarak tanımlayanlar da konuştukları lisana Almanca diyorlar.

Rusça çok yaygın bir dil. Sovyet mirası bu yaygınlıkta büyük pay sahibi. Rusça konuşan bağımsız ya da özerk onlarca ülkede, federasyonda yaşayanlar arasında kendilerini Rus olarak tanımlayan olduğu gibi, Rus değilim Tatarım diyenler de mevcut.

Dil, edebiyat ve vatandaşlık açısından Türk sözcüğünü etnik açıdan sorgulamak ve reddetmek, yerine Türkiyeli kavramını önermek bana zorlama geliyor. Kabul etmiyorum.

Sen kendine Türk demek zorunda değilsin, kim olarak görüyorsan osundur, itiraz etmem. Etme hakkım da yok zaten Ama dile, edebiyata, yurttaşlığa dokunma. Dokunma hakkın yok.

Türklüğü etnik bir kavram olarak dayatmak yanlış diyorlar. Yanlış tabii. Şu ömrü hayatımda herkes Türktür diyen bir Türk tanımadım, zaten. Duyan beri gelsin. Bu konuyu Cumhuriyetin ulus devlet yaratma planına kadar geri götürmek de abes bence.

Üst kimlik yaratalım daha kapsayıcı olalım yaklaşımını naif ve gereksiz buluyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir